
Merhaba ben İrem,
Sanatla, doğayla ve kadınların içsel bilgeliğiyle iç içe geçen bir yolculuğun içindeyim. Dans ederim, fotoğraf çekerim, şarkı söyler, resim yapar, takılar tasarlar, yazarım… Ve tüm bunları tek bir yaşam sanatında buluşturmayı seviyorum.
Küçük yaşlardan itibaren bale eğitimi aldım; dans etmeyi, şarkı söylemeyi ve ritimlerin içinde kaybolmayı her zaman sevdim.
Üniversitede Güzel Sanatlar’da Fotoğraf eğitimi alırken (2010–2015)
aynı zamanda sinema, dizi, moda ve reklam sektörlerinde fotoğrafçılık yapmaya başladım; bu üretimler 2022’ye kadar sürdü. Bu yıllar bana hem güçlü bir görsel dil hem de farklı disiplinlerle birlikte çalışma deneyimi kazandırdı. Her boşluğumda kendimi dansa fırlatıyordum!
2014’te Anadolu Ateşi’nin provalarında yer aldım. Disiplinli bir koreografi ve yoğun prova süreci,
öğrenme biçimimin ezbere değil; özgürlüğe, doğaçlamaya ve sezgisel akışa uygun olduğunu fark etmemi sağladı. 2017–2021 yılları arasında aldığım caz müzik eğitimi sırasında da aynı şeyi hissettim:
Kurallara sıkışmadan,
akışın içinde özgün bir dil yaratmak
bana hep daha doğal geldi.
Yıllar boyunca bedenimin ritimlerini vedöngülerini anlamaya çalıştım.
Regl ağrılarımla baş ederken masajla, hareketle ve
nefesle şifalanma yollarını keşfettim.
Pandemi döneminde aldığım mindfulnes eğitiminin ardından
Göbek Dansını
yeniden keşfetme yolculuğuna çıktım.
Karşıma bana rehberlik eden harika kadınlar ve kitaplar çıktı.
Bedenimin merkezine, göbeğimin sularına,
rahmimin bilgeliğine doğru derin bir yolculuğa çıktım.
Bu süreç, rahim çalışmalarının kapısını açtı.
Lise yıllarında öğrenci sıralarından inmeyip göbek attığım zamanlarda öğrendiğim, takı tasarım bilgisiyle ve rahim çalışmalarıyla harmanladığım
doğal taşları ve renkleri bir araya getirerek,
“Rahim Tılsımı” adını verdiğim göbek zincirleri tasarlıyorum.
Her biri kadınların bedenleriyle kurdukları bağı onurlandırıyor.
Her biri Göbek Dansının eşlikçisi.
Fotoğraf lisansımı tamamladıktan yıllar sonra,
hem lisans döneminde hem de öncesinde kadınları
odağıma aldığım çekimlerimle, dans ve fotoğrafı buluşturduğum
Move & Shoot adlı bir proje yarattım.
2015 Yılında Bad Poetry adında çeşitli şairlerler yaptığımız fotoğraf ve şiir sergisinin ilgi görmesinden ardından, bu çekimlerin özü daha da netleşti.
Kadınların özlerini görünür kılan şiirsel portreler,
tanrıça fotoğrafları ve bedenin hikâyesini anlatan seriler üretiyorum.
Fotoğraf benim için yalnızca bir görsel değil;
aynı zamanda bir ritüel ve şifa alanı.
Gün Işığı Bahçesi markamla;
hem çevremdeki kadınların elleriyle ürettiği ürünleri mağazamda satmak,
hem de kadınların yaratıcı güçlerini hatırlayabilecekleri ritüel alanları kuruyor,
atölyeler ve topluluk çalışmaları düzenliyorum.
Beden hafızasını uyandıran göbek dansı,
doğanın döngüleriyle uyumlu ritüeller ve
kadınların ışığını parlatan buluşmalar bu alanın kalbini oluşturuyor.
Benim için yaratıcılık bir meslekten çok bir yaşam biçimi.
Her projede dans, fotoğraf, resim, kumaşlar, yazı, ritüel ve
tasarımı iç içe geçirerek Sezgisel bir Küratörlük alanı açıyorum.
Amacım;
Kadının özünü, ışığını ve yaratıcı gücünü
Antik Göbek Dansı ve çektiğim fotoğraflarla
içerden ve dışardan görünür kılmak.